Soruşturmaların başlangıcının birtakım CHP'lilerin başvursu ve beyanlarıyla ortaya çıktığını kaydeden Tunç, soruşturma başladığında da itiraflar ve dijital kayıtlarla soruşturmanın genişletildiğini belirtti. Tunç, "Elde edilen deliller, itirafçı beyanları, MASAK raporları, kolluk kayıtları, tüm bunları göz ardı ederek, 'Burada suç yoktur, bu soruşturmalar siyasi soruşturmalardır' demek bir kere hukuk devletinde olmaz. Burada soruşturmanın sonucunu sabırla beklemek gerekir.
Masumiyet karinesine önem veriyoruz. Hiç kimse peşinen suçlu ilan edilemez. Bu soruşturmanın sonunda, iddianame ve iddianamenin kabulüyle beraber, yargılama sonucunda belli olacak bir husus. Hem masumiyet karinesine önem vermemiz lazım hem de dosyanın içeriğini bilmeden, özellikle yargıyı töhmet altında bırakacak ifadelerden kaçınmak lazım" şeklinde konuştu.
"Meydanlarda, miting alanlarında 'Elimde belgeler var' diyerek propaganda yapmak yerine, o belgeyi Hâkimler Savcılar Kurulu’nun huzuruna getirmek lazım"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in 'Elimde belgeler var' açıklamasına ilişkin Tunç, "O zaman belgeleri bekletme elinde. Belgeleri niye bekletiyorsun? Varsa belgelerin o zaman kanıtlarını ilgili yargı mekanizmalarına, Hâkimler Savcılar Kurulu’na ulaştırırsınız. Hukuk devletinde bunun gereği yapılır. Dolayısıyla bunu meydanlarda, miting alanlarında 'Elimde belgeler var' diyerek propaganda yapmak yerine, o belgeyi hiç gecikmeksizin, bir saniye bile durmadan Hâkimler Savcılar Kurulu’nun huzuruna getirmek lazım" ifadelerini kullandı. Tunç, soruşturmalara ilişkin şunları söyledi:
"Hâkimler ve Savcılar Kurulumuz bunun gereğini elbette ki yapar. Savunma yapılacak yer miting meydanları değildir. Bir adli soruşturmada savunmanın yapılacağı yer mahkeme salonlarıdır, yargı makamlarıdır. Kimin elinde belge, bilgi varsa gitsin yargı makamlarına versin. Mutlaka gereği yapılır. Dolayısıyla soruşturmalar devam ederken bile maalesef işte Manavgat’ta suçüstü yakalandı. Önce sahip çıkar gibi oldular. E sonrasında o suçüstü görüntüleri yayınlandığında da geri adım atmak zorunda kaldılar. Şile Belediyesi’nde yine suçüstü yapıldı. Bir taraftan İstanbul Büyükşehir ve ilçe belediyeleriyle ilgili yolsuzluk soruşturmaları yapılırken, başka ilçe belediyelerinde de yolsuzluğun devam ettiğini görüyoruz. Böyle de pervasız bir durum var.
"İtirafçıların beyanları, ulaşılan bir takım raporlar, deliller ortadayken, bunları değerlendirecek olan bağımsız ve tarafsız yargıdır"
İzmir eski Büyükşehir Belediye Başkanı’yla ilgili yargı suçlanıyor. Belediyenin müfettiş incelemelerini, o belgeleri tomar halinde, dosyalar halinde bir üst yazıyla yargı makamlarına sunan kendi belediye başkanları. Dolayısıyla itirafçıların beyanları, ulaşılan birtakım raporlar, MASAK raporları, deliller ortadayken, bunları değerlendirecek olan bağımsız ve tarafsız yargıdır.
Adalet Bakanı olarak ben 'Bu kişi suçludur' ya da 'Bu kişi suçsuzdur' deme imkânım olamaz çünkü yargıyı rahat bırakmak lazım. Yargı görevini yapar. Eğer bir suç ihbarı varsa, Cumhuriyet savcısının görevi Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 160. maddesinde, 'Cumhuriyet savcısı bir suç ihbarına tanık olduğunda derhal soruşturmayı başlatmakla görevlidir'. Bu görevini yapmazsa zaten görevini ihmal etmiş olur. Şüphelinin lehinde ve aleyhinde tüm delilleri toplamakla görevli. Dolayısıyla Cumhuriyet savcılarımız, hâkimlerimiz, yargı mensuplarımız görevlerini yapıyorlar. Bu görevler kapsamında itirazlı olanlar, ilgili itiraz mekanizmaları, hak arama yolları sonuna kadar açıp hep beraber bu yargı sürecini beklemek lazım.
"AK Partili yöneticinin, genel başkan vekillerimizin, 'Ya bizim belediye başkanımız hakkında neden soruşturma yapılıyor?' dediğini duydunuz mu?"
Bir de şu dezenformasyon yapılıyor. 'İşte sadece CHP’li belediyelere mi soruşturma yapılıyor?'. Böyle bir durum yok. Son yıllarda kayıtlarımıza baktığımız zaman 30 tane AK Partili belediyeyle ilgili soruşturma yapılmış. Davalar açılmış, 13 tanesi mahkûm olmuş. Ama buradaki fark şu: Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi, yolsuzluk iddiasıyla ilgili soruşturma başlayan belediye başkanlarına, arkadaşlarına 'Bunlar suçsuzdur' diye hemen sahip çıkıyor.
Bir tek AK Partili yöneticinin, genel başkanımızın, genel başkan vekillerimizin, 'Ya bizim belediye başkanımız hakkında neden soruşturma yapılıyor?' dediğini duydunuz mu? O nedenle yolsuzluğun partilisi, particisi olmaz, değerli arkadaşlar. Yargı, eğer bir yerde tüyü bitmemiş yetimin hakkı yeniyorsa, hesabını millet adına soran, yapılan da budur."