Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i ziyaret etti. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın açıklamasında Özel, “Sayın Erdoğan’a söylüyorum, hodri meydan: Ben Manavgat iddianamesiyle birlikte görüntüleri yayınlayacağım. Şimdi yayınlarsam görüntülere göre iddianame yazacaksınız. Ama sen, ‘Cuma günü yayınlayacağım’ dediğinden beri, Gezi olaylarından beri ‘Kabataş İskelesi’nin önünde başörtülü bacıma saldırdılar’ dediğin görüntüyü, o gün senle bir izlediğini iddia eden herkes itiraf etti; ‘öyle bir görüntü yok.’ Bana diyorsun ya ‘Haysiyetin varsa görüntüleri yayınla.’ Benim haysiyetim var, iddianameyle birlikte göstereceğim görüntüleri. Senin haysiyetin varsa Gezi’deki görüntüleri yayınla. Üzerinden bir cuma değil, 52 cuma değil, 620 cuma geçmiş” dedi.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, CHP İstanbul İl Yönetiminin görevden alınarak yerine kayyum atanmasının ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e, partisinin genel merkezinde destek ziyaretinde bulundu. Görüşmede Özdağ’a; Genel Başkan Yardımcıları Ali Şehirlioğlu, Musa Ertugan, Esmaül Hüsna Aslan eşlik etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, Özdağ ve heyetini bina girişinde karşıladı. Görüşmede CHP heyetinde Karabat ile birlikte Genel Sekreter Selin Sayek Böke ile Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci yer aldı.
Yaklaşık 20 dakika süren görüşmenin ardından iki lider ortak basın açıklaması yaptı. Özel, şunları kaydetti:
“Bu güzel pazar gününde hep birlikteyiz. Biz bugün akşam saat 17.00’de ‘Vesayet Değil Siyaset’ diyerek kayyumlara ve siyasete her türlü müdahaleye karşı bir miting gerçekleştireceğiz. Güne Zafer Partisi'nin Sayın Genel Başkanı Ümit Özdağ ve kıymetli heyetinin dayanışma ziyaretiyle başladık. En zor günlerde birbirimizi arayan, yanında olan, dayanışma içinde olan; iktidarın umudunu muhalefetin birbirine düşmesine, birbiriyle meşgul olmasına bağladığı bu dönemde, kuvvetli bir dayanışma gösteren tüm siyasi partilerin liderlerine ve bilhassa Sayın Ümit Özdağ ve Zafer Partisi ailesine teşekkür ediyoruz.”
“Vatandaş biliyor ki AK Parti'nin hazırlamış olduğu kumpas planı ortadadır”
Özel, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ortada CHP içi bir meydan muharebesi var. Fakat bakıyorsunuz, CHP Genel Başkanı bizi suçluyor, kendi bataklığına bizi de çekmeye çalışıyor. Biz bu kavganın, kaosun, CHP’nin iç krizinin hiçbir yerinde yokuz, olmadık ve olmayacağız” ifadelerinin sorulması üzerine şunları söyledi:
“Sayın Erdoğan'ın sürekli ve üzerinde durduğu konu: Aslında vatandaşın her şeyin farkında olduğunun, bunun anketlere yansıdığının farkında. Ve şimdi bu farkındalığı ortadan kaldırmaya çalışıyor. Vatandaş biliyor ki burada yaşanan her şeyden AK Parti'nin ortaya koyduğu siyasi mühendislik, hazırlamış olduğu kumpas planı ortadadır ve onun dahilinde olmaktadır. Sondan biraz geriye doğru gidelim: Dün, Bayrampaşa Belediye Başkanı Başkanımız gözaltında. Belediye Başkanımızın eşi de yanında olduğu sırada, geçen hafta ‘AK Parti'ye katılırsanız operasyonu engelleyebiliriz’ teklifi aldığını, ondan önce de daha iki kez yani toplam üç kez AK Parti'ye davet edildiğini, bu daveti kabul etmediği noktada da gözaltına alındığını biliyoruz. Peki onunla birlikte kaç belediye meclis üyemiz gözaltına alınıyor? AK Parti-MHP toplamı 15, biz 20, iki de bağımsız var. Beş iki daha yedi; sekiz belediye meclis üyemizi dün gözaltına aldılar.
“Dört başı mamur bir kuşatmayla karşı karşıyayız”
Gaziosmanpaşa'da ihalesini kendisinin yapmadığı, ihaleyi AK Parti-MHP çoğunluğunun onayladığı noktada, Hakan Bahçetepe'yi tutukladılar çünkü çoğunluk AK Parti-MHP'deydi ve utanmadan gidip o belediye başkan koltuğuna AK Parti'den seçtikleri belediye başkan vekilini oturtup ‘Gaziosmanpaşa'yı aldık’ dediler. Bakın, Beykoz Belediye Başkanı tutukluyken serbest kalıyor ve o süre içinde belediye başkan vekilimiz geliyor bize ve diyor ki ‘Beykoz Belediye Başkanı AK Parti'ye geçecek ve görevine iade edilecek.’ Biz diyoruz ki ‘Bu akşam belediye başkanının toplantısı var, oraya katılın.’ ‘Hayır katılmam. O AK Parti'ye geçecek’ diyor. Bu sözünden saatler sonra, belediye başkanı tekrar tutuklanıp içeri konuluyor ve bize, ‘Belediye başkanı AK Parti'ye geçecek’ diyen belediye başkan vekili dün AK Parti'ye katıldı, rozet taktılar. CHP’nin İstanbul il kongresine kayyum atayanların ellerinde bir ses kaydı var. İki kişi konuşuyor. Konuşanlardan ikisi de CHP’den istifa etti, bir tanesi AK Parti’ye katıldı, bir tanesi de net olarak şunu söylüyor: ‘Özlem Başkan’a dışarıdan destek vereceğim.’ Biz dün ‘AK Parti'ye katılacak. Ses kaydındaki konu kişi AK Parti'ye gidiyor. Tam bir kumpas. Yakalanmıştır’ dedik. Şimdi diyor ki ‘Özlem Başkan’a dışarıdan destek vereceğim.’ Diğer ifade; sürekli Ekrem Başkan'a ve diğerlerine kara çalmaya çalışan sözlerin sahibi de ses kaydındaki diğer kişi. Dört başı mamur bir kuşatmayla karşı karşıyayız.
“Manavgat’ta yolsuzluğun ortaya çıktığı dakika gereğini yaptım”
Manavgat’ta yolsuzluğun ortaya çıktığı dakika ben gereğini yaptım. Dedim ki ‘Hırsızın partisi olmaz.’ O baklava kutusunu önce altı oklarla servis ettiler. Dört meclis üyemizi aldılar, dördü istifa etti, dört yeni CHP’li gitti, dört tane daha aldılar seçimi kazanmak için. YSK, bizim lehimize verilmesi gereken kararları vermemek için rapor alan İlçe Seçim Kurulu Başkanı -ki savcının eşiydi- onun yerine bir hakim görevlendirilmese Manavgat Belediyesi’ne de çökeceklerdi. Biz o noktada o üzerine altı ok koydukları baklava kutusunun mizansen olduğunu, baklavacı rüşvetçinin bir ay önce tutuklanıp, gözaltına alınıp, tutulup sonra mizansen yapmak üzere serbest bırakıldığını deşifre ettik. Bana diyor ki ‘32 saatlik görüntü vardı.’ Arkadaşlarımız 32 saatlik bütün görüntülerden aslında gördüğümüz o sahnenin orada başlamadığını, o kutunun oraya nasıl konulduğunu içeriye giren polislerin bildiğini, baklavacının dışarıda polislerle temasını görüntülerden önce ispatladık.
“Haysiyetin varsa görüntüleri yayınla”
Şimdi Sayın Erdoğan’a söylüyorum, hodri meydan: Ben Manavgat iddianamesiyle birlikte görüntüleri yayınlayacağım. Şimdi yayınlarsam görüntülere göre iddianame yazacaksınız. Ama sen, ‘Cuma günü yayınlayacağım’ dediğinden beri, Gezi olaylarından beri ‘Kabataş İskelesi’nin önünde başörtülü bacıma saldırdılar’ dediğin görüntüyü, o gün senle bir izlediğini iddia eden herkes itiraf etti; ‘öyle bir görüntü yok.’ Bana diyorsun ya ‘Haysiyetin varsa görüntüleri yayınla.’ Benim haysiyetim var, iddianameyle birlikte göstereceğim görüntüleri. Senin haysiyetin varsa Gezi’deki görüntüleri yayınla. Üzerinden bir cuma değil, 52 cuma değil, 620 cuma geçmiş.”