İstanbul'da özel bir hastanede onkoloji hemşiresi olarak görev yapan Sedanur Yılmaz Arı, cumartesi günü nöbetten çıktıktan sonra saçlarını kestirmek için mahallesindeki kuaföre gitti. Arı, saçlarının gür olduğunu ve taramada zorlandığını söyleyerek ara makas işlemi talep etti. İddiaya göre kuaför saçı keserken 'Kanserli çocuklara bağış yapıyorum' dedi. Bunun üzerine Arı da saçlarının boşa gitmemesini kesilen parçaların bağış yapılmasını istedi. Ancak arı, bir süre sonra saçlarının usturayla dipten kesildiğini fark etti. O an şüphelenerek saçlarının fotoğrafını çeken Arı, araştırdığında bağış kabul edilmediğini ve işlemin bu şekilde yapılmadığını öğrendi. Kuaföre tekrar giden Arı, saçlarını geri alıp oradan ayrıldı. Arı, "Bu konu benim için çok hassas. Hiç kimse 'Bağış' adı altında kandırılmamalı" diyerek işletme sahibi hakkında suç duyurusunda bulundu.
'KEŞKE DÜZGÜN ARA MAKAS ATSAYDIM KANSERLİ ÇOCUKLARA BAĞIŞ YAPIYORUM'
Sedanur Yılmaz Arı, "Cumartesi günü nöbetten çıktım ve saçlarımı biraz kestirmek istediğim için kuaföre gittim. Saçlarım çok gür. O yüzden bunun bakım ve taraması beni zorluyordu. Kuaföre gittim. Saçımı kestirmek ve kısalttırmak istediğimi söyledim. 'Tamam' dedi hanımefendi. Zaten bildiğim bir yerdi aslında. Mahallemde olan bir kuaför ama çok sık gitmemiştim. Sonrasında saçlarımı kesmeye önce ara makasla başladı. Saçlarıma ara makası vurduğu an dedi ki, 'Keşke düzgün ara makas atsaydım. Kanserli çocuklara bağış yapıyorum. Gelip benden alıyorlar. Onlara bağışlardık'. Ben de 'Zaten daha yeni başladınız. Düzgünce atın ara makası. Çöpe gideceğine bağışlayabilirsiniz' dedim. Sonrasında 'Tamam o zaman bu kısım çöpe gidecek' dedi. Yanındaki kıza bir şey söyledi. O sırada benimle konuşmaya başladı. 'Biz 3 yaşındakileri tercih etmiyoruz. 7-8 yaşındakileri tercih ediyoruz. Çünkü onların aklı eriyor. Sen kaç yaşındakilere gitmesini istersin. Senin telefon numaranı da veririm, sana da mesaj gelir' dedi. Ben de 'Olur. Verebilirsiniz telefon numaramı' dedim. Sonrasında o sırada zaten saçımdan böyle kesim sesi geldiğini hissettim ama anlamlandıramadım. Sonra tekrar üst kısımdan aynı ses geldi. Hatta biraz canımı da acıttı ve kendisi de 'Biraz canını yaktık' dedi. Sonra iki tutam saç çıkardı benim kafamdan. Bana gösterdi. Daha doğrusu yanındaki çalışanına verdi. Ben de o sırada ters giden bir şey olduğunu anladım ve saçlarımın resmini çekmek istediğimi söyledim hatıra olarak. Kabul etti. Fotoğraflarını çektim. Sonrasında dükkandan çıktım. Hemen Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı (LÖSEV) çalışan bir arkadaşımı aradım. Bağış kabul edip etmediklerini sordum. O da enfeksiyon risk açısından bağış kabul etmediklerini söyledi. Saçımı satma ihtimallinden dolayı almış olabileceğini ve saçımı oradan geri almamı söyledi. Bende önce annemi aradım. Sonra polisi aradım ve çevredeki kuaförlere gidip onlara danıştım böyle bir şeyin olup olmadığını. Kesinlikle böyle bir şey olmadığını ilettiler. Sonrasında kuaföre girdim. 'Kendi çalıştığım hastaneme bağış yapacağım' diyerek saçlarımı onlardan istedim. Saçlarımı alıp çıktıktan sonra da etrafımdakilere sorduğumda böyle bir şeyin kesinlikle olmadığını ve ben de araştırmalarım sonucunda hiçbir şekilde bağış kabul etmediklerini gördüm." dedi.
'SAÇLARIM KÖKÜNDEN YOK'
Arı, "Sosyal medyada video çektim. Bu konuda nasıl bir yol izleyebileceğime dair. Çünkü gerçekten çok hassas bir konuydu benim için. Hiç düşünmeden aslında 'Tamam' dediğim konuydu. Ben orada gerçekten ara makas atılmasını istemiştim sadece. Ustura diye bir şey bana hiç söylememişti. Ben aslında neyle kestiğini tam görmedim. Sesten dolayı jilet gibi bir şeyle kestiğini tahmin ettim. Ama daha sonra hangi kuaförle görüşürsem görüşeyim bana bunun jilet izi ve ustura izi olduğunu onayladılar. Zaten saçlarım kökünden yok. Özellikle sadece üst tutamı duruyor. Alt taraflarda. Alt ve orta taraflarda. İki tarafı aldı. Sonrasında ben elimi saçıma attım. Dedim ki çok şaşırdım. 'Buralar uzayınca kötü durmayacak mı?' dedim. O da 'Yok yok onlar arada kaynar. Sence bu kadar yeterli mi' dedi. Ben de 'Yeterli' dedim. Bu konuyla ilgili yasal süreci başlatma kararı aldım. Çünkü bu sürecin yayılmasındaki en büyük etken kimsenin bu konuda özellikle böyle hassas konularda kandırılıp, 'Bağış' adı altında saçlarının toplanmasını istemiyorum. Bu zamana kadar hiçbir kuaförde böyle bir mağduriyet yaşamadım. Etrafımda da yaşayanı duymadım. Bu da benim başıma ilk kez gelen bir şey. Umarım ilk ve son olur diye de herkesin bu konu hakkında bilinçlenmesini istiyorum. Bu süreçten sonra kuaför arkadaşlarımızın bana ulaştığı gibi Kuaförler Odası Başkanı bana ulaştı. Bu konuda çok üzgün olduklarını, bu şekilde olmuş ya da olmamış olsun. Benim bu saçımda bu şekilde bir mağduriyet yaşadığım için çok üzgün olduklarını ilettiler. Kuaförler grubundan sormuşlar, 'Kim bu hanımefendiye hizmet verdi' diye. Benim saçımı bu hale getiren insan da cevap vermiş. 'Ben yaptım ama ben kanser ve bağış kelimelerini kullanmadım' diye. Ben o gün saçlarımı geri almaya döndüğümde dediğim gibi ters giden bir şey olduğunu anlamıştım. Ve belki saçlarımı geri vermez diye düşünerek kendimi ispatlamak ve garantiye almak için saçlarımın onda olduğuna dair bir ses kaydı açtım. O sırada aramızda geçen konuşma o ses kaydında var. Ben de bunu Başkan Eda Hanım'a ilettim. Tabii ki de bunu yasal olarak hiçbir yerde kullanmayacağım. Sadece o an kendimi korumak amaçlı almıştım. İnkar etmesine gerek olmadığını ve ben de ses kaydının olduğunu ilettim Eda Hanım'a. Eda Hanım'ın da konunun bundan bağımsız gerçekten yanımda olduklarını bana çok yakından hissettirdiler" şeklinde konuştu.
'GÖRÜNTÜDE İZLEDİĞİMİZ GİBİ BİR KESİM YAPMIYORUZ BAĞIŞ YAPARKEN'
Kuaför Yeliz Yılmaz, "Bayan kuaförüyüm. Öncelikle böyle bir şey yaşandığı için gerçekten üzgünüm. Hem meslektaşım adına hem de bayanın adına. Şöyle bir şey söyleyeyim. Geçen senelerde, evet LÖSEV'e bir bağış oldu ama şöyle oldu; kurum bize haber verdi. Dedi ki burada toplanıyoruz, saçlarımız kesiliyor. Sentetik veya gerçek değil, güçlü ve işlemsiz saçlar toplayıp LÖSEV'e bağış edeceğiz. Güçlü denilen saçımız, işlem görmemiş, oryel işlemi görmemiş, boya işlemi görmemiş, cansız saçlar. Bu yıl ama böyle bir iş, ne bağışımız var ne de odamızın yaptığı böyle bir proje var, sosyal sorumluluk projemiz de yok. O yüzden tek başına bireysel olarak saçı aldım, LÖSEV'e bağışladım demek, o insanın insafiyetine kalmış bir şey. Bizim böyle bir projemiz bu sene yok. Görüntüde izlediğimiz gibi bir kesim yapmıyoruz bağış yaparken. Bağış yapan kişi istenilen boyutta bize omuzda veya ensede kestirmek istiyorum dediğinde saçı ilk önce üçe ayırıp derli topla örüyoruz. Ördükten sonra bağlama işlemi yapıyoruz. Ve istenilen yerden kesip, orayı da bağlayıp, muntazam bir şekilde veriyoruz bağış yapacağımız kişiye. Yani dipten bir kesim yapmıyoruz" ifadelerini kullandı.