Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de partisinin grup toplansında konuştu.
AK Parti'nin kazandığı ilk seçim olan 23 Kasım 2002'nin üzerinden 23 yıl geçtiğini belirten Erdoğan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"AK Parti kuruluşundan sadece 15 ay sonra girdiği ilk seçimde milletimiz tarafından teveccühle karşılandı. 3 Kasım'da elde ettiğimiz başarı sonrasında birileri bunun tepki oyu olduğunu, gelip geçici olduğunu söyledi. Ama biz 23 yıldır kesintisiz biçimde ülkeye hizmet etme vazifesini ifa ediyoruz. 3 Kasım sonrası girdiğimiz her seçimde oylarımızı arttırdık, milletimizin teveccühüne daha fazla mazhar olduk. Bizim iktidara geldiğimiz günlerde doğanlar şimdi 23 yaşındalar. 2022'de 10 yaşında olan çocuklar bugün 33 yaşındalar. Gençler sizlere sesleniyorum; 3 Kasım ve sonrasında girdiğimiz her seçim şeffaflık, güvenilirlik ve katılım noktasında dünyanın açık ara en temiz seçimleri olmuştur. Girdiğimiz her seçimde millet iradesi sandığa tam olarak yansımış, millet seçimini AK Parti'den yana kullanmıştır. Hani diyorlar ya 'tek adam rejimiymiş, diktatörmüş' bunların hepsi safsata. Bu asılsız ifadeler kendi başarısızlıklarını ve beceriksizliklerini örtmek için kullanılan iftiralardır. Girdiğimiz her seçimde 'hodri meydan' dedik. Ortaya bir ufuk koyduk, bir hedef koyduk, vizyon koyduk. Girdiğimiz her seçimde hür iradesiyle milletimiz bizi tercih etti, tercih etmeye de devam ediyor.
"16 ayda bir hükümet kurulan yerde istikrar olmaz"
İkinci önemli husus şudur; çok partili hayata geçtiğimizde kurulan Menderes'in hükümeti unutmayın 19. hükümetti. 2002 yılının 18 Kasım'ında bizim kurduğumuz hükümet ise 58. hükümetti. Arada 52 yıl var. 52 yılda Türkiye'de 39 hükümet kurulmuş. Bu ne demek; bu ortalama her 16 ayda bir hükümet değişmiş demektir. Bir başbakan kabinesiyle göreve geliyor ortalama 16 ay sonra görevi devrediyor. Ülkede istikrar yok. Hükümet daha ne olduğunu anlamadan yerini başkasına devrediyor. Bu 52 yıl içinde Türkiye çok ağır badireler atlattı, çok ağır bedeller ödedi. Böyle istikrarsız bir ortamda yatırım yapamazsınız. Böyle bir ortamda ülkenin sorunlarına çözüm üretmezsiniz. Ekonomiyi yönetemezsiniz. Dış politikada aktif olamazsınız. Huzuru, güvenliği, asayişi sağlayamaz; yol, hastane, konut üretemezsiniz. Tankın, topun, uçağın, milli savaş gemisinin hayalini bile kuramazsınız. Bu 52 yılda Türkiye 4 kez darbeye maruz kaldı.
"CHP'nin acaba şu ülkede bir dikili taşı var mı?"
1945 yılında her yanı enkaz olan Almanya toparlanırken, iki atom bombası atılmış Japonya ayağa kalkarken Türkiye 52 yıl boyunca maalesef yerinde saydı. Şimdi bize 'tabi ki yapacaksınız' diyorlar. Elbette görevimiz, elbette yapacağız ama siz de lütfen bir sorgulayın. Merhum Menderes ve Özal dönemleri dışında bu ülkede yapılması gerekenler acaba daha önce neden yapılmadı? Türkiye'nin ihtiyacı olan yolları neden yapmadılar, okulları, hastaneleri, köprüleri neden inşa edilmedi? 26 havalimanını 56 havalimanına biz çıkardık. Bu millet neden yıllarca hakettiği hizmeti ve yatırımı göremedi. 102 yaşındaki Cumhuriyet Halk Partisi kimi zaman seçimsiz kimi zaman darbeyle kimi zaman koalisyon ortağı olarak hükümetteydi. Kendisi iktidarda olmadığında fikirleri iktidardaydı. Acaba şu ülkede dikili bir taşları var mı ya?
"23 yıl boyunca 3 Kasım devrimine sadakatle bağlı kaldık"
Benim İstanbul'da ortaokulu okuduğum sınıfta 80 öğrenci vardı. Üniversite yurtlarında 18-20 öğrenci aynı koğuşta kalıyorduk. Hastane çilesi, devlet dairesi çilesi, okul çilesi, yol çilesini yaşadık. Çocuklar çile içinde doğuyor, büyüyor ve ölüyorlardı. AK Parti'nin daha 15 ay önce kurulmuş olmasına rağmen 3 Kasım seçimlerinde yüzde 36 oy oranına ulaşabilmesi esasen bir isyanın, bir çığlığın, büyük bir değişim talebinin tezahürüdür. AK Parti'nin tek başına iktidara gelmesi bir halk devrimi olmuştur. 23 yıl boyunca biz 3 Kasım devrimine sadakatle bağlı kaldık. Daha yapacak çok işimiz var. 23 yıl boyunca bir yandan ülke için hizmet ve eser üretmeye çalışırken bir yandan da içeriden ve dışarıdan saldırılara göğüs gerdik. Bu bir mazaret değil. Biz hem şeytanı taşladık hem de tavafımızı yaptık. Darbe senaryoları yazdılar, terörle üzerimize geldiler, sokak eylemleri, darbe girişimlerinin hepsini püskürttük. Çok daha fazlasını yapabilirdik, yapacağız da.
Gezi olaylarını, 17- 25 Aralık'ın, darbe girişiminin Türk ekonomisine ve dış politikamıza verdiği zararı, İstiklal Savaşı öncesindeki işgal güçleri bile vermemiştir. Hep birlikte takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) içini boşalttılar. Belediyeye işi düşen herkesi haraca bağladılar. Milyarlarca lirayı siyaseti dizayn etmek için seferber ettiler. Yetmedi, yabancı istihbarat örgütleriyle iş tuttular. İşte biz böyle bir zihniyete, böyle bir ihanet şebekesine gidip Türkiye'nin hasımlarıyla iş tutan bir anlayışa karşı ayakta duruyor hem de aynı zamanda bu ülke için hizmet üretiyoruz.
"Kimse eski karanlık günlerin hayalini kurmasın"
Biz 23 yılda bir gençlik, bir nesil yetiştirdik. Özgüvenli, imanlı, yerli bir gençlik yetiştirdik. 23 yılda ne yaptınız derlerse en başta Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını gediğine koyacak bir gençlik yetiştirdik. Geleceğe dair asla umutsuz, karamsar değilim. Siz bakmayın cadı kılığına giren üç beş kimliksize, siz alkol şişelerinden haç yapan üç beş şarlatana bakmayın. Bu ülkede nereden geldiğini nereye gittiğini bilen, ayakları vatan toprağına sapasağlam basan fedakar, eğitimli, ahlaklı bir nesil var. Sayıları da her geçen gün artıyor. Kimse eski karanlık günlerin hayalini kurmasın. Kimse de eski karanlık günler geri gelir diye kaygılanmasın. Bu gençlik kendisi, ailesi, çocukları, torunlarıyla sahip çıkacak. Bizi milletimiz takdir ediyor ama bizdenmiş gibi görünüp de 'şunu yapmadını' diyenler bilsin ki bu nesil bizim yapamadıklarımızı da yapacak. Bizim ömrümüz en çok direnişle, savunmayla geçti. Bizden sonraki nesiller ise bizim açtığımız yolda dosdoğru bir istikamette, sağlam bir zeminde Türkiye'yi zirveye taşıyacak. 3 Kasım'ın anlamı budur, öylesine bir seçim değil; okun yaydan fırladığı, Türkiye'nin potansiyelini yeniden keşfettiği Türkiye'nin şaha kalktığı bir sürecin başlangıcıdır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhur İttifakı arasında anlaşmazlık yaşandığı iddilarına ilişkin ise "Şunu da bir kez daha açık ve net söylemek istiyorum; 15 Temmuz gecesi kurulan Cumhur İttifakı'nın surlarında gedik açılmasına asla izin vermeyeceğiz. Aramızda çatırdama ve çatlak arayanları bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hayal kırıklığına uğratmaya devam edeceğiz" dedi.





