Güncel

Özgür Özel: AK Parti'nin kara düzenini bitireceğiz

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "AK Parti'nin kara düzeni, çocuklara, kadınlara, bebeklere, askerlere, doğaya, hayvanlara, bu ülkeye iyi gelmiyor. Yıllar önce Erdemliler Hareketi diye kurulan, yıllar sonra tamamen yolsuzluğa, tamamen kötü yönetime, tamamen bir zümrenin iktidarına savrulan AK Parti'nin kara düzenini ya bitireceğiz ya bitireceğiz. Yoksa bunlar bu ülkeyi bitirecek. Sandık geliyor, siz gidiyorsunuz. Bu milletin evlatlarının hakkını, hukukunu savunanlar geliyor. Buradan ilk sandığın so

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "AK Parti'nin kara düzeni, çocuklara, kadınlara, bebeklere, askerlere, doğaya, hayvanlara, bu ülkeye iyi gelmiyor. Yıllar önce Erdemliler Hareketi diye kurulan, yıllar sonra tamamen yolsuzluğa, tamamen kötü yönetime, tamamen bir zümrenin iktidarına savrulan AK Parti'nin kara düzenini ya bitireceğiz ya bitireceğiz. Yoksa bunlar bu ülkeyi bitirecek. Sandık geliyor, siz gidiyorsunuz. Bu milletin evlatlarının hakkını, hukukunu savunanlar geliyor. Buradan ilk sandığın sonucunu söylüyorum. Eninde sonunda o sandık gelecek, bakan evlatlarının devri bitecek, vatan evlatlarının devri başlayacak" ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" başlığıyla 48'incisini İstanbul Üsküdar Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Nazım Hikmet'in "Hürriyet Kavgası" şiirini okudu. Özel, Üsküdar'ı dört dönemdir AK Parti'nin yönettiğini, Üsküdar'a AK Parti'nin kalesi denildiğini belirterek, "19 Mart'tan beri 48'inci buluşmamız. Bütün Türkiye'ye ilan ediyoruz ki artık kale siyaseti bitmiştir. Kaleler kimsenin değildir. Üsküdar artık milletin kalesidir. Sinem Dedetaş ile birlikte her iki kişiden birini aldık. Hem bu başarı için kendisini hem de Üsküdar'a yakışır bir başkanı seçtiğiniz için sizleri tebrik ediyorum" dedi.

Özel, şunları kaydetti:

"Hiçbir başarı bir kişiye, bir ekibe ait değildir. Önemli olan örgütlü başarı, örgütlü mücadeledir. Bu ülkede birileri kendilerini çok ayrıcalıklı çok güvende hissediyor. Birileri güvende birileri güvende değil. Bu iktidarın yönettiği bu düzende işçilerimiz güvende değil, madenciler güvende değil, şiddete uğrayan kadınlar, pazar yerinde katledilen çocuklarımız, para hırsı için öldürülen yenidoğanlar güvende değil. Metan gazında ya da sıcak havada vefat eden askerlerimiz güvende değil. Yanan ormanlar, ormanın içindeki canlar, onları kurtarmaya gelen kahramanlar güvende değil. Her türlü kötü olayda millet, devletini beklerken, oy alırken millete yüzünü dönenlerin sırtını döndüğü, milletin ihtiyaç duyduğu anda onları yalnız bırakanların bir kara düzeni içindeyiz. AK Parti'nin kara düzeni, çocuklara, kadınlara, bebeklere, askerlere, doğaya, hayvanlara, bu ülkeye iyi gelmiyor. Yıllar önce Erdemliler Hareketi diye kurulan, yıllar sonra tamamen yolsuzluğa, tamamen kötü yönetime, tamamen bir zümrenin iktidarına savrulan AK Parti'nin kara düzenini ya bitireceğiz ya bitireceğiz. Yoksa bunlar bu ülkeyi bitirecek.

"10 kişiden 9'u gerçek anlamda tatil yapmıyor"

Tayyip Bey fakir sevmez, zengin sever, beşli çete sever, kırk haramileri sever. Maalesef, artık Tayyip Bey'in temsil ettikleri bu ülkenin ne emeklileri, ne emekçileri, ne asgari ücretliler, ne esnaf. Ne gençlere umut olabiliyor, ne de bu ülkedeki herhangi bir sınıfa. Tayyip Bey, bu ülkeyi Avrupa'nın en yoksul ülkesi yapmış durumda. Buradan bir balonu patlatmak, bir yalanı bitirmek zorundayız. Erdoğan'a yakın kalemler, köşelerinde sürekli şunu söylüyorlar: 'Sıkıntımız büyük Türkiye'de ekonomi kötü ama tüm dünyada kötü'. Bu hayatımda duyduğum en büyük yalan. Aksine Akdeniz ülkelerinin en iyi çıkışta olduğu yıllardayız. Emsal ülkeler ekonomilerini toparlarken, güçlenirken işsizlik düşerken, enflasyon düşerken, Türkiye büyük sıkıntılar içerisinde. 38 OECD ülkesi arasında temel enflasyonda birinciyiz, gıda enflasyonunda birinciyiz. Dünyada gıda enflasyonu yüzde 7,5, Türkiye'de yüzde 30'un üzerinde. 4 katından fazla. Avrupa'da yıllık enflasyon yüzde 2, Türkiye'de yüzde 33. 27 AB ülkesinde toplam 13 milyon işsiz var. Türkiye'de tek başına 13,5 milyon işsiz var. Son araştırma memleketin yüzde 76'sı bir yıl boyunca hiç tatile gidemediğini söylüyor. Tatile gidenlerin yalnızca 4'te 1'i yaz ya da kışın turistik bir tatile gidiyor. Memleketteki 10 kişiden 9'u gerçek anlamda bir tatil yapmıyor. Her 4 kişiden 3'ü memleketine dahi gidemiyor, memleketlerine gidecek yol parasını dahi bulamıyorlar. AK Parti'nin bu kara düzenine yazıklar olsun.

"Seni orada oturtmayacağız"

Gelir adaletsizliğinde en kötü durumda olan ülkeyiz. Türkiye'nin yüzde 20'si toplam servetin yüzde 90'ını alıyor. Geriye kalan yüzde 80, yüzde 10'u alabiliyor. 22 bin 100 lira alan asgari ücretli, 16 bin 800 lira alan emekli, 13,5 milyon işsizimiz, 5 milyon ev gencimiz bu rakamların içinde. Zengin seven Erdoğan, kötü bir haberle karşı karşıya. Yüzde 80 çile çekerken, yokluk, yoksulluk çekerken, açlık çekerken, gençlerimiz ne eğitimde ne işte evde anasının dizinin dibinde otururken, Erdoğan seni orada oturtmayacağız. Bu iktidar sözde faize karşı. 6 ayda 1,1, trilyon TL faize para ödediler. 23 yılda 1 Avrasya Tüneli yaptılar, bu 6 ayda 22 Avrasya Tüneli parasını faize verdiler. Bir Osmangazi Köprüsü yaptılar. 6 ayda 18 Osmangazi Köprüsü'nü faize verdiler. Kürsüye çıkınca masal anlatıp, milletin parasını faiz lobilerine yatıranlara bir kez daha sesleniyoruz. Bu ülkenin varlıklarını yok etmenize, tüm parasını faize vermenize, sadece kötü yönettiğiniz ekonomiden dolayı kur korumalı mevduatla bu milleti soyup birilerini zengin etmenize bakıp da biz bu gemiyi her şartta yüzdürürüz sanmayın. Hesap vereceğiniz günler geliyor. Sandık geliyor, siz gidiyorsunuz. Bu milletin evlatlarının hakkını, hukukunu savunanlar geliyor. Buradan ilk sandığın sonucunu söylüyorum. Eninde sonunda o sandık gelecek, bakan evlatlarının devri bitecek, vatan evlatlarının devri başlayacak.

Buradan Üsküdarlı AK Partili'ye, MHP'liye ilan ederiz ki, bir şekilde sosyal yardım almak için, oğlanın, torunun mülakatı için AK Partili olduysan ya da iyi olur diye düşünüp kaydolduysan, oy verdiysen ama bugün yoksulsan, işsizsen, pişmansan, yalnızsan buradan sana sesleniyoruz. Biz kutuplaşmaya değil kucaklaşmaya, diğerlerini şeytanlaştırmaya değil, kardeşleştirmeye geliyoruz. Kısa çöpün hakkını uzun çöpten almaya, yoksulun hakkını zenginden almaya, senin hakkını uzun adamdan almaya geliyoruz. Halkın iktidarını kurmaya geliyoruz. Onun için gün gelecek devran dönecek, hırsızlar yolsuzlar zalimler hesap verecek. Ama geçmişteki oyu, partisi ne olursa olsun, Türkiye'nin bütün yoksulları, bütün emeklileri, bütün emekçileri, bütün gençleri kol kola girecek ve güzel yarınlara yürüyecek.

"Meydanlar memurlarındır"

19 Mart darbesiyle birlikte 160 milyar dolarımızı yediler. Bu 160 milyar dolar çiftçiye bir yılda ödenen desteklerin tam 100 katıdır. Bu 160 milyar dolar asgari ücretliye 22 bin lirayı 30 bin lira yapmanın, aradaki farkı da küçük esnafa SGK desteği için vermenin gerektirdiği paranın 120 katıdır. Emeklilere yapılması gereken zammın tam 150 katıdır. Bu parayı emekliye, asgari ücretliye, çiftçiye değil Ekrem Başkan'ı hapse atmak için darbeye harcayanlara yazıklar olsun. Buradan açıkça ifade etmek isterim ki, devletin memurunun cebindeki üç kuruşun peşine düştü birileri. Öyle ki 2002 yılında, AK Parti iktidara geldiğinde, en düşük memur maaşı 16,5 çeyrek altın alıyordu, bugün sadece 6 çeyrek altın alabiliyor. Aynı kayıp emekli de, asgari ücretlide de vardır. Bugünler devlet memurlarının toplu iş görüşmeleri yapılıyor. Maalesef ilk önce dalga geçer gibi ilk 6 ay için yüzde 10, ikinci 6 ay için yüzde 6, bin TL seyyanen zam verdiler. Sendikalar isyan edip hareketlenince yüzde 1'er daha artırdılar. Süreç, üyelerinin çoğunu iktidarın belirlediği Hakem Kurulu'na gidiyor. Geçmişte hangi tavırda olurlarsa olsunlar, bugün hangi görüşte olursa olsun tüm devlet memurlarına sesleniyoruz. Mücadeleniz mücadelemizdir. Meydanlar sizindir, hepimiz arkanızdayız. Çünkü şunu biliniz, memur kurtulmadan işçi kurtulmaz. Emekli kurtulmadan emekçi kurtulmaz. Gençler kurtulmadan karşısına dikilen polisler kurtulmaz. Esnaf kurtulmadan çiftçi kurtulmaz. Hiç kimse tek başına kurtulamaz. Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz."