Güncel

Özel, “Burada suç bir tane, o da Recep Tayyip Erdoğan’ı yenme suçu”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun iptal edilen diplomasının davasının Silivri’de yapılan ilk duruşması sonrasında açıklamalarda bulundu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun iptal edilen diplomasının davasının Silivri’de yapılan ilk duruşması sonrasında, “Bugün herhalde ‘Kimin yerinde olmak istemezdin’ deseniz 176 gündür yatıyor, daha da ne kadar zulüm edilecek, belli değil ama ‘Ekrem Bey’in yerinde olmak istemezdim’ demem. Bugün o talimatla yazılmış iddianameyi o salonda temsil etmek, icap edildiğinde savunmak zorunda olan savcının yerinde olmak istemezdim” açıklamasını yaptı.

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, üniversite diplomasının iptal edilmesine karşı açılan davada hakim karşısına çıktı. İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi’nce Silivri’deki Marmara Kapalı Cezaevi’nde yapılan duruşmaya CHP Genel Başkanı Özgür Özel de katıldı.

Özel, duruşmaya ara verildiği sırada cezaevi önünde gazetecilere açıklama yaptı. Tutuklanan gençlerin de bugün duruşmasının olduğuna dikkat çeken Özel, şunları söyledi:

“Tamamının bir sorumlusu var. Kendini Türkiye başsavcısı sanan, majestelerinden sorumlu başsavcı olan, Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarı sürsün diye zulümle, kanunları eğip bükerek yetkili mahkeme Ankara’dayken İstanbul’da mahkeme açtıran, şikayetçilerle diyalog kuran, özel avukatlar bulan, şu mahkemeyi düşürüp de 9 kere verilmeyen kararı 10’uncu mahkemede verdiren başsavcıdan başkası değil bunu yapan. Onun talimatıyla haksız yere, kıdemsiz hakimlere, savcılara, gencecik çocuklara bir gün yatmayacakları halde 75 gün hapis yatırtan bu kötücül akla, ‘Kötü yüreğe’ demeyeyim, kötü kalbe, kötü zihne ve kara düzenin en baş aktörüne sadece şunu söylüyorum. İnşallah senin sevdiklerin değil ama sen bu yaptığın zulmün hesabını bir gün verirsin. İnşallah yaptıklarının hesabını verirsin. İnsanda şu kadarcık utanma olsa bugün o serbest kalan gençlerin ailelerinden utanır, ninelerinden utanır, küçücük kardeşlerinden utanır. 2911’den 75 gün tutukluluk… Yazıklar olsun. Çok memnunuz ki hepsi serbest kaldılar. Ümit ediyoruz ki bundan sonra da Türkiye’de böyle savcıların, böyle başsavcıların değil; gerçekten hukuk insanlarının verdiği kararlarla adalet tesis edilmeye çalışılır.”

“AK Parti’nin kara düzeninin atanmış yargı aparatının yaptığı diploma davası”

İmamoğlu’nun davasına ilişkin de Özel, şöyle konuştu:

“İkinci mevzu, bir başka utanç. Yine aynı ekip. AK Parti’nin kara düzeninin atanmış yargı aparatının yaptığı diploma davası. 35 yıl önce ilanla başvurmuş. Kendinden iki yıl önce başlamış Kıbrıs’taki üniversitelere davet yapıyor İstanbul Üniversitesi, ‘Gelin, bu evrakları verin’ diye. Kendinden öncekilerden kendi evindeki arkadaşı bugün salondaydı, sesleniyor. ‘Benden bir yıl önce o başvurdu, gitti’ diyor. ‘Ben de 25-26 kişiyle başvurdum, kabul edildi’ diyor ama ne kendinden önce gidenlerin diploması iptal ne kendisinden sonra gidenlerin iptal ne kendiyle birlikte olanlardan yargılanan var. Ekrem Başkan bugün tek başına yargılanıyor. Avukatlar açıkça soruyorlar, ‘Bu tarif ettiğiniz suçu kamu görevlileri, sivil insanlarla birlikte işlediyse siz diyorsunuz ki, Ekrem İmamoğlu bu diploma sahteciliği suçuna iştirak etmiştir. Madem müştereken işlendi. Kanun çok açık yazıyor, diyorlar. Hepsi birlikte aynı davada yargılanır. Nerede diğerleri?’ Cevap yok. Savcılık makamında… Tabii iddianameyi yazan savcı, o değil. Savcılık makamını temsil eden savcı ne desin bunlara? Türk yargı tarihinin en utanç verici iddianamelerinden biri perişan oldu, paçavra oldu yine.

“Herkesin yok artık dediği bir noktadayız”

Öyle bir hâle geldiler ki, dinleyen herkesin ‘Yok artık, bu kadar olmaz’ dediği, iddiaların ipe sapa gelmediği, saçma sapan olduğu ve 17 yaşındaki gencecik bir çocuğu yaptığı yatay geçişten meşru gören ama bu yatay geçişin devletin ilanıyla, davetiyle, onayıyla olduğu, en ufak bir kusurunun olmadığı bir meselede bu sefer burada cezalandırılmasını istiyorlar, 9 yıla kadar. Öbür taraftan da diplomayı iptal ettiler ama şöyle bir şeyi görmek lazım. Herkes bugün ikna, salondaki herkes gördü. Yapılmaya çalışılan iş şu, Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olacak, zaten oraya demiş ki, ‘Bu diplomayı YSK’ya veriyor.’ Belediye başkanı olmak için Ekrem İmamoğlu’nun lise diploması da ortaokul diploması da iş görür. Diploma YSK’ya sadece cumhurbaşkanı adaylığı için veriliyor. Bugüne kadar vermedik, önümüzdeki seçimde vereceğiz inşallah. Bütün korkusu bu. ‘Bu diploma YSK’ya verilir’ diye yazı yazmış üniversiteye, ‘Acil iptal et.’ Veren fakülte, ‘İptal etmem’ demiş, dekanını değiştirmişler, yenisi de ‘Çoğunluğu sağlayamayız’ demiş, alakasız bir üniversite yönetim kurulundan iptal etmişler

“Ekrem Başkan yargılanmadı, yargıladı”

Bugün Ekrem Başkan yargılanmadı, Ekrem Başkan yargıladı. Saçma sapan iddiaları yargıladı. Sırf cumhurbaşkanı adayı olmaması için yapılan saçmalığı yargıladı. Bununla birlikte bu yatay geçişi o sene yapanların diplomalarını iptal ettiler. İçlerinde Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı vardı, Sorbonne’den yüksek lisanslı ama 1-2 sene öncesini sonrasını aynı işlem olduğu hâlde iptal edemediler. Çünkü hedef belli, Ekrem İmamoğlu. Bir tek Ekrem İmamoğlu yargılanıyor, oysa aynı suçu işlediğini iddia ettikleri 26 kişi var. Yani kanunlar geneldir, kişiye özel olmaz. Bir suç suçsa herkese ait bir suçtur ama burada bir tane, o da Recep Tayyip Erdoğan’ı yenme suçu.

“Bu dünyada da hesabını verecekler inşallah”

4 kez yapılan suçun bir kez daha işleneceğinden emin oldukları için bu zulmü yaşatıyorlar, bunları yapıyorlar. Biz bunun karşısında durmaya, mücadele etmeye devam edeceğiz ama bugün herhalde ‘Kimin yerinde olmak istemezdin’ deseniz 176 gündür yatıyor, daha da ne kadar zulüm edilecek, belli değil ama ‘Ekrem Bey’in yerinde olmak istemezdim’ demem. Bugün o talimatla yazılmış iddianameyi o salonda temsil etmek, icap edildiğinde savunmak zorunda olan savcının yerinde olmak istemezdim. Yazdıranlar, onların yerinde zaten olmayız biz, onlar kötü ruhlar. Onlar, bu dünyada da onun hesabını verecekler inşallah. Öbür dünyada da bu kadar büyük kul hakkı yemenin hem de bir başka kul bunun hakkını yesin diye bu kulun hakkını yemenin hesabını öbür dünyada nasıl verecekler, bu kötülüğe alet olanlar? Nasıl can verecekler, kabirde ne azap çekecekler, öbür dünyada sorgu meleklerine daha sorarken nasıl, ne diyecekler? Bunun karşısında nasıl kendilerini savunacaklar? Herhalde ‘Biz yapmadık, çok korkuyorduk, o yaptırdı’ diyecekler. Ondan da sizden de hakkımızı helal etmeyeceğiz. O kadar söylüyorum. Bunu size yaptıran tek adamdan da o tek adamın Türkiye’de bulup da görevlendirdiği o tek kişiden, o kötü kalpli kişiden de mutlaka hesap soracağız ve hakkımızı helal etmeyeceğiz. Bu kadar kötülük olmaz.”