'TEDBİR VE MALİYETLERİ BELİRLEDİK'
Ulusal Su Kurulu'nun kararlarından birinin de kuruyan göllere ilişkin eylem planlarının hazırlanması olduğunu ifade eden Bakan Yumaklı, "İklim değişikliğinin ülkemiz açısından en görünür yansımalarından biri, göllerimizde yaşanan su kayıplarıdır. Göllerimizde suyun büyük bölümünü buharlaşma ile kaybetmekteyiz. Örneğin, Burdur Gölü'nde kaybedilen suyun yüzde 78'i buharlaşma kaynaklı iken, Eğirdir Gölü'nde bu değer yüzde 79'a çıkıyor. Bu çerçevede, göllerimize yönelik hazırladığımız eylem planları, iklim değişikliğine uyum yaklaşımımızın sahaya yansıyan en somut araçları arasındadır. Her bir gölün hidrolojik, ekolojik özellikleri, kullanım amaçları, koruma statülerini esas aldık ve belirlenen riskler doğrultusunda tedbirlerimizi oluşturduk. Şebeke kayıplarının azaltılması, sulama sistemlerinin modernizasyonu, arıtılmış atık suların yeniden kullanımı ve alt havzalardan su transferleri başta olmak üzere tedbirler ve maliyetleri belirledik. Eber, Akşehir, Bafa, Beyşehir, İznik, Seyfe ve Sapanca göllerine ilişkin eylem planlarımızı da önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşacağız" açıklamasında bulundu.
'169 MİLYAR BÜTÇE ÜRETİCİLERE SUNULACAK'
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nün, su ve sulama yatırımlarına 2026 yılında da hız kesmeden devam edeceğini vurgulayan Yumaklı, "DSİ, önümüzdeki yıl 169 milyar liralık yatırım bütçesiyle tam 290 tesisi üreticilerimizin ve vatandaşlarımızın hizmetine sunulmuş olacak. Diğer yandan, suyun sadece tarımı değil; sanayiyi, şehirleşmeyi ve mekansal gelişmeyi de yönlendiren stratejik bir unsur olduğunun altını çizmek istiyorum. Ulusal ölçekte olduğu kadar, yerel düzeyde de suyu merkeze alan bir planlama anlayışının yerleşmesi için yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Bu yaklaşımımız; havza ölçeğinde planlama, su-nüfus projeksiyonları, arz talep dengesi analizleri ve değişen iklime uyum çalışmalarını içeriyor. Bu vizyonu; hem Ulusal Su Planı'nda hem de Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nda belirlediğimiz hedefler ve tedbirler ile ortaya koyduk. Su kaynakları üzerindeki baskının azaltılması ve ülkemizin iklim değişikliğine karşı güçlendirilmesi için gerekli yatırımların hayata geçmesi, geldiğimiz aşamada daha önemli hale gelmiştir" ifadelerini kullandı.
Bakan Yumaklı, atık su ile çevresel sürveyans uygulamalarının daha etkin bir yapıya kavuşturulması için çözüm önerileri geliştireceklerini belirterek, "Ulusal düzeyde yürüttüğümüz bu çalışmaların, aynı zamanda küresel iklim ve su gündemiyle güçlü bir uyum içinde ilerlediğini de vurgulamak isterim. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği sürecinin en önemli zirvelerinden biri olan COP 31'in önümüzdeki yıl ülkemizde gerçekleştirilecek olmasından memnuniyet duyuyoruz. Bu ev sahipliği, Türkiye'nin iklim değişikliğine uyum, dirençlilik ve sürdürülebilir su yönetimi alanlarında artan rolünü açıkça ortaya koymaktadır. Bunun dışında 2026 yılındaki İstanbul Uluslararası Su Forumu ve 2027 yılında yine İstanbul'da düzenlenecek 20'nci Dünya Su Kongresi, ülkemizin su yönetimi alanında küresel ölçekte üstlendiği rolü daha da görünür kılacaktır. Bu uluslararası süreçler, bakanlığımız tarafından yürütülen ulusal politikaların ve kurulumuz çatısı altında ele aldığımız konuların ne denli stratejik ve zamanlı olduğunu da ortaya koymaktadır" dedi.
Bakan Yumaklı'nın konuşmasının ardından toplantı, basına kapalı şekilde devam etti.